
Pek çok çeşidi bulunan bu oyunun bir türünde oyuncular, çizili alanların içine sırayla yassı bir taşı ya da kiremit parçası atarlar. Eğer taş çizili alanların dışına düşer ya da çizgiye denk gelirse, taş atma sırası öbür oyuncuya geçer. Atış başarılıysa oyuncu tek ayağı üzerinde sekerken, taşı öbür ayağıyla iterek bütün boşluklardan geçirmesi gerekir. Eğer öbür ayağı yere değer ya da boşlukların arasındaki çizgilere basarsa yanar ve sırasını kaybeder. Oyun aslında iki tur halinde oynanır. Başlarken 1-8 doğru atarak ilerleyip ikinci turda ise 8-1 doğru geri gidilir.
Başka bir seksek türünde ise taş veya kiremit atıldıktan sonra karelere isabet ederse, oyuncu taşın bulunduğu karenin üstünden atlar, dönüşte çizgilere değmeden de taşı geri alır. 4. 5.ve 7.8. kareler yan yana oldukları için bu karelere taş gelince, yandaki kareye tek ayakla basılır. Eğer taş çizginin üzerine gelirse oyuncu tekrar taşı alır ve tekrar atar. Denge gerektiren bir oyundur. Bu oyunda oyuncular dengeli ve dikkatli olmalıdır.
Daha çok kız çocukları arasında yaygındır.
Seksek, yere tebeşir ile birbirini izleyen kareler ya da daireler çizilmesi ve numaralandırılmasıyla oynanan bir tür sokak oyunudur.
Pek çok çeşidi bulunan bu oyunun bir türünde oyuncular, çizili alanların içine sırayla yassı bir taşı ya da kiremit parçası atarlar. Eğer taş çizili alanların dışına düşer ya da çizgiye denk gelirse, taş atma sırası öbür oyuncuya geçer. Atış başarılıysa oyuncu tek ayağı üzerinde sekerken, taşı öbür ayağıyla iterek bütün boşluklardan geçirmesi gerekir. Eğer öbür ayağı yere değer ya da boşlukların arasındaki çizgilere basarsa yanar ve sırasını kaybeder. Oyun aslında iki tur halinde oynanır. Başlarken 1-8 doğru atarak ilerleyip ikinci turda ise 8-1 doğru geri gidilir.
Başka bir seksek türünde ise taş veya kiremit atıldıktan sonra karelere isabet ederse, oyuncu taşın bulunduğu karenin üstünden atlar, dönüşte çizgilere değmeden de taşı geri alır. 4. 5.ve 7.8. kareler yan yana oldukları için bu karelere taş gelince, yandaki kareye tek ayakla basılır. Eğer taş çizginin üzerine gelirse oyuncu tekrar taşı alır ve tekrar atar. Denge gerektiren bir oyundur. Bu oyunda oyuncular dengeli ve dikkatli olmalıdır.
Daha çok kız çocukları arasında yaygındır.
YAKANTOP:Çocukluğumuzun en güzel oyunlarından biri de yakan toptur. Küçükken yakan top oynamayanlar çok şeyi kaçırmış demektir. Sadece bu kadarla da değil, bir pikniğe gittiğiniz zaman da yakan top vazgeçilmez oyunlar arasında yer alır. Bunun yanı sıra okulda ders aralarında tenefüste bile oynanabilen harika bir oyundur.
Peki bu oyunun kuralları nelerdir ve en eğlenceli olması amacıyla nasıl oynanmalıdır?
Yakar top veya yakan top, oyunu sayıları eşit iki grup ile oynanır (en az dört kişi iki kişi bir gruba iki kişi de bir gruba). Sonra ikiye bölünen bir uzunluğu kapsayan iki çizgi çizilir bu çizgiler eşit aralıkta olmak üzere ortadan bir çizgi ile ayrılır. İlk önce yazı tura atılarak topun hangi gruptan başlayacağı seçilir. Sonra herkes istediği sahaya geçer (tabi herkes kendi grubunun sahasına geçer). Her grubun bir kalecisi olur. Kaleciler orta çizginin ayırdığı iki çizgiden birine geçer ama grubunu vurmamak için grubunun olmadığı tarafa geçer. Bu oyunda en önemlisi kimse can veremez vurulan kaleye geçer topu havadan kapan can tutmuş olmaz yere değdikten sonra top size değerse vurulmuş sayılmazsınız vuruldunuzda herhangi bir kişi yere değmeden o topu kaparsa vurulmuş olmazsınız ve kaleciniz topu size yollarken topu tuttuktan sonra yere düşürmüş veya bir yerinize değip topun yere düşmesi sizin oyundan çıkmanızı sağlamaz çünkü kendi kaleciniz. Ve bazı oyunların kuralları farklı oyuna başlarken kurallara belirlemelisiniz sonrakurallar hic değişmez.
Yakan top oynanışı
Yakan top oyunu en az 4 kişi ile oynanır. Oyuncular iki guruba ayrılır. Yazı tura ile hangi gurubun önce ortaya geçeceği belirlenebilir. Diğer guruptan da iki vurucu seçilir. Vurucular topla ortadaki oyuncuları vurmaya çalışır, ortadaki oyuncular da vurulmamaya çalışırlar. Bir vurucu topu attıktan sonra diğer vurucu da tekrar atar ve böyle devam eder. Ortadaki oyunculardan biri topu havada iken (hiç yere değmeden) tutabilirse bir “can” kazanır. Yani ekstra vurulma hakkı kazanır. Oyuncunun kaç canı varsa o kadar vurulma hakkı vardır. Ortada hiç oyuncu kalmayana kadar oyun bu şekilde sürer, ortada hiç oyuncu kalmayınca kenardaki gurup ortaya gelir ve oyun devam eder.
Yakan top oyunu en az 4 kişi ile oynanır. Oyuncular iki guruba ayrılır. Yazı tura ile hangi gurubun önce ortaya geçeceği belirlenebilir. Diğer guruptan da iki vurucu seçilir. Vurucular topla ortadaki oyuncuları vurmaya çalışır, ortadaki oyuncular da vurulmamaya çalışırlar. Bir vurucu topu attıktan sonra diğer vurucu da tekrar atar ve böyle devam eder. Ortadaki oyunculardan biri topu havada iken (hiç yere değmeden) tutabilirse bir “can” kazanır. Yani ekstra vurulma hakkı kazanır. Oyuncunun kaç canı varsa o kadar vurulma hakkı vardır. Ortada hiç oyuncu kalmayana kadar oyun bu şekilde sürer, ortada hiç oyuncu kalmayınca kenardaki gurup ortaya gelir ve oyun devam eder.
Fazla can hakkı olan oyuncu vurulan birisini de oyuna tekrar alabiliyor. Ortada bir oyuncu kaldıktan sonra o oyuncu 12 atışta vurulmazsa ortadaki grup 1-0 öne geçer ve yeniden oynama hakkı kazanır. 12 atıştan birinde vurulursa ve can hakkı da kalmadıysa diğer takım ortaya geçer.
Yakan top kuralları
Yakantop oyunu sayıları eşit iki grup ile oynanır (en az dört kişi iki kişi bir gruba iki kişi de bir gruba). Sonra ikiye bölünen bir uzunluğu kapsayan iki çizgi çizilir bu çizgiler eşit aralıkta olmak üzere ortadan bir çizgi ile ayrılır. Oyun sahası çizildi… Sıra oynamakta. İlk önce yazı tura atılarak topun hangi gruptan başlayacağı seçilir. Sonra herkes istediği sahaya geçer (tabi herkes kendi grubunun sahasına geçer). Her grubun bir kalecisi olur. Kaleciler orta çizginin ayırdığı iki çizgiden birine geçer ama grubunu vurmamak için grubunun olmadığı tarafa geçer. Bu oyunda en önemlisi kimse can veremez vurulan kaleye geçer topu havadan kapan can tutmuş olmaz yere değdikten sonra top size değerse vurulmuş sayılmazsınız vuruldunuzda herhangi bir kişi yere değmeden o topu kaparsa vurulmuş olmazsınız ve kaleciniz topu size yollarken topu tuttuktan sonra yere düşürmüş veya bir yerinize değip topun yere düşmesi sizin oyundan çıkmanızı sağlamaz çünkü kendi kaleciniz.
MİSKET:Başparmağın, taş, cam, çelik ya da kilden bir küreye hafifçe, ama ustaca vurmasıyla nam salındığı veya papucun dama atıldığı çocukluk anıları, çoğu yetişkinlerin belleğinde canlılığını korur. Bilyelerin dili de oyunun gizemli yanlarından birisidir. Bilyeler, misketler, cicozlar, hele hele kar-beyazı kaymak taşı üzerine al damarlı olanlar. Süt mavisi bulutlu bilyeler, alacalı cam misketler. Bir zamanların gazoz kapaklarını oluşturan cicozlar.
Bilyelerin geçmişi, çocukluk çağlarımızdan çok daha eskilere uzanır. Eski Mısır’da ve Roma’da Hıristiyanlığın henüz yayılmadığı dönemlerde de bilyeler bilinirdi. Bilyeler, hep akademik ödevlerden kaçış yolu oldu. 1600’larda yazılmış ozanı belirsiz bir şiirde, bir İngiliz çocuktan, “Gramerde kalın kafalı, bilyede parmakları kanatlı” diye söz edilir.
Onsekizinci yüzyıldan yirminci yüzyıl başlarına kadar, Almanya dünya bilye ticaretinin merkezi oldu. İlk önceleri mermer kırıntılarından yapılan bilyeler, daha sonra pişmiş kil ve cam gibi daha ucuz malzemelerden üretilmeye başlandı.
BİLYE NASIL OYNANIR
Usta bilye oyuncusunun eli titremeyecek, keskin nişancı olacak, bir de pratik deneyi çok olacak. “Kafacı” denilen bilyeyi atmak için işaret parmağı düz tutulan başparmağın ucuna doğru ve başparmaktan biraz yukarda olmak üzere bükülür. Parmağın bükülmesiyle oluşan boşluğa bilye oturtulur. Oyuncu nişan alır ve başparmağını hızla ileri iterek bilyeyi hedefe atar. Oyuncu, en iyi biçimde nişan alabilmek için çömelir, bir ya da iki dizi üzerine çökebilir. Ama bilyeyi atarken eli ileri doğru hareket ettirmek kesinlikle yasaktır.
Düzinelerle bilye oyunu türü vardır ve bunların çoğunda oyuncu sınırlaması yoktur. Ufak çocuklar için kolay bir bilye oyunu, “bombardıman” adı verilen türdür. Yere 30 cm. kadar çapında bir daire çizilir. Her çocuk bu dairenin içine iki yada üç bilye koyar. Sonra sırayla her biri eline bir bilye alır, elini göz hizasında ileri uzatarak bilyeyi yerdeki kümenin tam üzerine gelecek biçimde tutar. İşaret verilince bilye, yerdeki yığını “bombalamak” üzere atılır. Bombalanarak dairenin dışına düşen bilyeler, bombardıman yapan oyuncuya verilir. Bu oyuncu “bomba” olan bilyeyi de alır. Dairenin içindeki bilyeler bitince oyun da biter.
En yaygın ve kuşkusuz en eski bilye oyunlarından birisi de halka oyunudur. Bu oyunun birkaç türü vardır. Aşağıda halka oyununun temel yöntemini aktarıyoruz:
Yere tebeşirle 30 cm. çapında bir daire çizilir. Her oyuncu halkanın içine eşit sayıda-iki ya da üç-bilye koyar. Ufak dairenin dışına, yaklaşık 2 m. çapında ikinci bir atış halkası çizilir. Her oyuncu bu halkanın üzerinde durarak, iç halkadaki bilyeleri dairenin dışına düşürmeye çalışır ve dışarı düşen bilyeyi yutar.
Oyunun bazı yerlerdeki oynanış biçiminde, iç halkadaki bilyeyi vuran oyuncu, her vuruşta isabet ettirirse atışı sürdürür. Acemi oyuncular ise, bir seferde bir atış sınırlamasını yeğler. “Kafacı” denilen atış bilyesi, her atıştan sonra geri alınır.
Halka oyununun bir başka türünde ise, oyuncular bilyelerini birkaç santim arayla dizerek bir halka oluştururlar. Halkanın ortasına da hedef bilye yerleştirilir. Her oyuncu, halkadan birkaç metre uzağa çizilen çizgi üzerinde durarak nişan alır. Hedef bilyesini vuran oyuncu, halkadaki öjeki bilyelere ele nişan alabilir. Bilyelerden birini halka dışına fırlatırsa, o bilyeyi yutar. O zaman aynı “kafacı” ile bir başka bilyeyi nişanlayabilir. Ama, bu atışı kafacı bilyenin durduğu noktadan yapar. Nişan aldığı bilyeye isabet ettiremeyeniceye kadar oyuncunun sırası sürer. İsabet ettiremezse, “kafacı” bilye öteki oyunculara hedef bilyesi olur.
Bilye köprüsü oyunu ise, değişik büyüklüklerde kemerleri olan bir “köprü” ile oynanır. Her oyuncu köprüden biraz uzağa çizilmiş bir çizgiden sırayla nişan alır. Köprünün çizgiden uzaklığı deneyli oyuncular için daha fazla, acemiler için daha yakın olmalıdır.
Bilye hiçbir yere değmeden delikten geçerse, oyuncu deliğin üzerindeki kadar sayı alır. Delik ufaldıkça, sayı büyür. Bilyenin deliğin kenarlarına hiç değmeden karşı tarafa geçmesi gereklidir.
Oyunu, ya önceden kaptanmış en yüksek sayıyı tutturan kazanır, ya da belirli bir süre içinde en fazla sayı alan kazanır.
TOPAÇ:Topaç, çoğunlukla köşeleri yuvarlatılmış koni şeklinde, sivri ucu üzerinde ve dikey bir eksen etrafında dönen oyuncak. Çalışma prensibi ve fiziksel özellikleri jiroskopa benzer.[1]Dönen bir topaca hafifçe vurulursa eğimli bir şekilde daireler çizmeye başlar. Bir topaç eğimli halde döndürülürse kısa süre sonra dik duruma gelir ve sürtünme nedeniyle durana kadar döner.[1]
Bazı topaçlar bir ip (kamçı) vasıtasıyla döndürülürler. Kamçılı topaçların dönme süresi, kamçılamak suretiyle uzatılır.[1] Bazı topaçların tepesinde (koninin tabanında) tutmaya yarayan bir parça bulunur ve bunun parmaklar vasıtasıyla burulması suretiyle döndürülürler. Bazılarında yaylı veya vakumlu mekanizmalar bulunur ve bunların sayesinde ilk dönü verilir.[1] Japonya'da gürleme veya uğultu çıkarması için içi oyulmuş topaçlara gök gürültüsü topacı denir.[1]
KÖR EBE:Körebe , bütün dünyada yaygın bir şekilde oynanan bir çocuk oyunudur.
Körebe olarak adlandırılan oyuncunun gözleri mendil veya eşarp gibi bir malzemeyle bağlanır ve ebe etrafını göremez hale getirilir. Diğer oyuncular körebenin etrafında dolaşır ve ona dokunurlar. Körebe onları yakalamaya çalışır. Körebe gözleri kapalı şekide birini yakalarsa o ebe olur.Oyun böyle devam eder .Bu oyun herhangi bir alanda oynanabilir.Oyuncu sınırı yoktur.Oyun süresi yoktur.
SAKLAMBAÇ:
Saklambaç, bütün dünyada yaygın bir biçimde oynanan bir çocuk oyunudur. Ebe seçilen oyuncunun saklanan oyuncuları bulması esasına dayanır.
Saklambaç oynarken oyuncu sayısına bir kısıtlama getirilmez. Oyunculardan biri ebe olarak seçilir. Ebe bir duvara, ağaca ya da başka bir nesneye kafasını yaslar ve gözünü -genellikle kolu yardımıyla- kapatarak oyuncular tarafından kararlaştırılmış bir sayıya kadar birer birer sayar. Ebenin yaslandığı bu yere sobeleme yeri denir. Bu sırada diğer oyuncular ebenin onları göremeyeceği yerlere saklanırlar. Oyuncuların amacı, "Önüm arkam sağım solum sobe" diyerek saymayı bitiren ebenin onları aramak için sobeleme noktasından ayrıldığında gelip ellerini sobeleme noktasına dokundurarak sobe yapmaktır. Ebeden önce sobe yapabilen oyuncular kendilerini bir sonraki turda ebe olmaktan kurtarırlar ancak ebenin saklandığı yeri bulup kendisinden önce sobelediği oyuncu ise bir sonraki turda ebe olur ve oyun bu şekilde oyuncular oynamaktan sıkılıncaya kadar devam eder.
Yaygın oynanan saklambaç türlerinde ebenin sobelediği oyuncunun adını herkesin duyacağı şekilde bağırması gerekir. Ebenin, gördüğü oyuncunun adını herhangi bir nedenle yanlış söylemesi oyunun ebe tarafından kaybedilmesine yol açar ve buna 'çanak çömlek patladı' denir. Oyuncular bir ağızdan 'çamlak çömlek patladı' diye bağırarak saklanmakta olan arkadaşlarını uyarırlar. Sonrasında ebe tekrar gözlerini kapatıp sayma işlemine başlar ve oyuncular saklanırlar.
Eğer oyun uzun sürerse, 'Elma dersem çık, armut dersem çıkma' diye seslenilerek saklanmış olan oyuncuların sobeleme noktasına gelip sobelemesine yardımcı olunabilir.
Çeşitli yörelerde farkı adlarla saklambaç benzeri oyunlar oynanmaktadır.
ŞİŞE ÇEVİRMECE:Doğruluk mu, cesaret mi erişkinlere uygun özellikle karşı cinsten arkadaşlarla arkadaşlığı bozmadan karşı cinsi keşfetme üzerine bir oyun türüdür. Çarkıfelek anlamıyla genelde ibre gösterici bir şişesi kullanılır bu açıdan oyunun adı şişe çevirmece olarak da bilinir.
oyunda sıra gelen oyuncu karşı cinsten istediği birine ( genelde sıralı bir şekilde ) Doğruluk mu, Cesaret mi. sorusu sorulur.
- Doğruluk cevabı verirse genelde karşı cins hakkında genele özel sorular sorulabilir
- Cesaret cevabı verirse genelde karşı cinsle temas anlamıyla gözünü kıpmadan bakışma başta olmak üzere kısa süreli oyunlar oynanır.
ülkelerin sosyo-kültürel ve ahlaki yapılarına bağlı olarak oyunu kuralları ülkeden ülkeye değişkenlik gösterebilmektedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder